27 Mart 2013 Çarşamba

Pompei - Napoli

Roma dan çıkıp Pompei yollarına düşüyoruz. Otobandan yaklaşık 4 saat süren bir yolculuk sonrası Pompei deyiz. Burası Vezüv yanardağının patlaması sonrası harabeye dönmüş, yok olmuş bir şehir. Bulunan-birleştirilen kazılardan antik bir şehir kurulmuş ve içinde hala birçok kazı çalışmaları yapılıyor. Vakti zamanında Pompei, eğer izleyenler varsa “Game of Thrones” dizisindeki gibi bir hayatın hüküm sürdüğü bir şehirmiş. Forum denilen büyük meydanlarında eğlence düzenlerler, kralın da yer aldığı bu eğlencelerde gladyatör dövüşleri yapılırmış. ve genelde bir ölümle sonuçlanırmış. Şehirde dev bir genelevi ağı varmış ve her türlü çarpık ilişkilerin sapkın biçimde yaşandığı, zenginliğin ve vahşetin hüküm sürdüğü bir yermiş. Kimilerine göre Vezüv’ün patlaması aslında Tanrı’nın bu zalim şehre gönderdiği bir mesaj. Patlama öncesinde birçok deprem olmuş Pompei’de fakat halk bunlardan ders çıkarmayıp aynı çılgın yaşamına devam edince patlamanın gerçekleştiği ve şehrin harabeye dönüştüğü düşünülüyor.
Gelelim antik kente. Pompei deki tüm yapılar tuğladan yapılmış, içerde birçok hamam, ev, amfitiyatro,tapınaklar, caddeler,bazilikalar yer alıyor. Apollo tapınağı ve Forum meydanını görmenizi tavsiye ederim, bir de gezerken yanınızda harita bulundurmanızı, zaten girişde alabiliyorsunuz.
Ben bu antik kentte birçok ceset görmeyi bekliyordum aslında, yanan insanların yerlerde falan sergilendiğini düşünüyordum aslında ama biraz fazla abartmışım sanırım. Antik kent içersinde sanıyorum sadece 2 ceset görebildik ki bunlar da imitasyon olabilir.

Buradaki gezimiz sonrası Napoli’ye doğru yola çıkıyoruz. 2 şehir arası mesafe yakın olduğundan otobansız yoldan gitmeye karar veriyoruz. Şunu öğrendik ki İtalya’da otobansız yoldan gitmiyorsan şehrin içinden gitmek durumundasın.Yani yan yol ya da E5 falan gibi bir olay yok, şehrin içinden trafikde yavaş yavaş gidiliyorL Bu yüzden otoban her durumda zaman açısından daha mantıklı bir seçim. Napoli sınırına girdiğimizde açıkcası biraz hayalkırıklığı yaşıyoruz, yollar çok kötü, asfalt bile yok. Caddeler dağınık, şehir pis, restoranlar-eczaneler-marketler kapalı. Gerçekten garipti.
Şehir merkezine gelip arabayı güvenli bir yere (Napoli’de güvenli olması gerçekten önemli, çünkü bu şehir mafyanın eline geçmiş bir şehir olarak biliniyor) bıraktıktan sonra başlıyoruz gezmeye. 1200lü yıllarda yapılan “Castel Nouvo şatosu” gerçekten etkileyici bir yapı. Meydanları, limanı ve denizi çok güzel. Meşhur meydanları “Piazza Plebistico” .Etrafında da irili ufaklı birçok meydan var, tipik İtalya geleneği, meydanlarda cafeler, restoranlar ve kiliseler görüyorsunuz. Bizdeki İstiklal caddesine benzer bir caddeleri var, burada bir çok mağaza, cafe, kuyumcu vs görmek mümkün. Ayrıca yürürken her yerde artık çöplerden görünmeyen çöp arabaları görmek mümkün, belediye ile mafya arasında çöplerle ilgili sorunlar var sanıyorum, pis bir koku ve görüntü her yerde hakim.
Napoli de yer alan arkeoloji müzesinde,Pompei deki kazılardan çıkarılan değerli eşyalar ve cesetlere ait kalıntılar yer alıyormuş, maalesef bizim zaman kısıtımız olduğundan göremedik.
Bir de Napoli de deneyebileceğiniz, benim baksa bir yerde görmediğim, “nachuela” isimli kahvemsi bir içecek. Fakat bize acayip şekerli ve ağır geldi, sanıyorum espresso ile şekerli bir karışım yapıyorlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder